Türkiye’de uluslararası işgücü yönetimi kapsamında çalışma izni başvurularına yönelik değerlendirme kriterleri, 1 Ekim 2024 itibarıyla yenilendi. Uluslararası İşgücü Kanununun uygulanmasına ilişkin Yönetmelik’te yapılan güncellemelerle birlikte, çalışma izni başvurularında uygulanan çeşitli kriterler yeniden düzenlendi ve sektörel bazda farklılıklar getirildi. Bu değişiklikler, hem başvuruların doğru şekilde yapılması hem de işverenler ve çalışanlar açısından uyulması gereken yeni standartları kapsıyor.
Değerlendirme Kriterlerinde Neler Değişti?
Çalışma izni başvurularında geçerli olan istihdam, mali yeterlilik ve maaş kriterlerinde önemli revizyonlar gerçekleştirildi. Farklı sektör, meslek veya işler özelinde getirilen bu düzenlemeler, başvurularda göz önünde bulundurulması gereken yeni kriterleri oluşturuyor. Bu kapsamda, işyerinin bilanço esasına tabi olup olmadığı, yeni kurulmuş bir işletme olup olmadığı, adi ortaklık statüsüne sahip olup olmadığı gibi unsurlar önem arz ediyor. Ayrıca, yabancı başvuru sahibinin Türkiye’de daha önce yasal olarak bulunup bulunmadığı da dikkate alınacak hususlar arasında yer alıyor.
Muafiyetler Kapsamı Genişletildi
Bazı yabancılar, çalışma izni değerlendirme kriterlerinden muaf tutulabiliyor. Yeni düzenlemelere göre, Türkiye’de en az sekiz yıl boyunca çeşitli ikamet izinleri ile kalan yabancılar (çalışma izni, kısa veya uzun dönem ikamet izni, aile ikamet izni, insani ikamet izni veya insan ticareti mağduru ikamet izni sahibi olanlar) muafiyet kapsamına alınmıştır. Ayrıca, İçişleri veya Dışişleri Bakanlığı tarafından Türk soylu olduğu bildirilen ya da Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğü tarafından uygun görülen yabancılar, belirli meslekler dışında çalışma izni alabilir hale gelmiştir. Uzun dönem ikamet iznine sahip olan yabancılar da yeni kriterlere göre çalışma izni başvurularında avantaj elde edecektir.
Sektör ve Meslek Bazında Özel Değerlendirme Kriterleri
Yenilenen çalışma izni yönetmeliği, yabancı işçilerin çalışacakları sektörler ve meslekler özelinde farklı değerlendirme kriterleri getirmiştir. Bu kapsamda bilişim, eğitim, ev hizmetleri (çocuk bakımı, engelli ve yaşlı bakımı), havacılık, ileri teknoloji gerektiren alanlar, kamu projeleri, sağlık ve turizm gibi sektörlerde çalışan yabancılar için özel düzenlemeler uygulanacaktır. Ayrıca, yabancı öğrencilere yönelik çalışma izni başvurularında da belirli kriterler geçerli olacak.
Şirket Ortaklarına Yönelik Mali Yeterlilik Kriterleri
Şirket ortağı olan yabancılar için getirilen mali yeterlilik kriterlerinde, ödenmiş sermaye ve net satışlar dikkate alınarak sermaye eşikleri yükseltilmiştir. 1 Ocak 2025 tarihinde yürürlüğe girecek olan yeni düzenlemelere göre, işyerlerinin ödenmiş sermayesi en az 100.000 TL, brüt satışları en az 800.000 TL veya son yıl ihracatı en az 150.000 ABD doları olmalıdır. Yabancı ortağın sermaye katkısı ise en az 40.000 TL olmalıdır. Bu tarihe kadar yapılan başvurularda ise mevcut mali yeterlilik kriterleri uygulanmaya devam edecektir.
Çalışma İzni Uzatma Başvurularında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Çalışma izni uzatma başvuruları, ilk başvurunun yapıldığı tarihte geçerli olan mali yeterlilik kriterlerine göre değerlendirilecektir. Örneğin, 1 Ekim 2024’ten önce yapılan bir çalışma izni başvurusu için uzatma talebinde bulunulması halinde, eski kriterler ve istisnalar geçerli olacaktır.
Başvurularda Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Yeni çalışma izni değerlendirme kriterleri, yabancı işgücü başvuruları açısından büyük önem taşımaktadır. Başvuruların reddedilmemesi için yeni açıklanan kriterlerin titizlikle incelenmesi ve istisnaların göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu süreçte işverenler ve yabancı çalışan adaylarının, kendi durumlarına uygun kriterleri doğru bir şekilde değerlendirmeleri önemlidir.
Yeni çalışma izni değerlendirme kriterleri ile ilgili detaylı bilgiye sahip olmak ve sürecin doğru yönetilmesi için uzman desteği almak, başvuru sahiplerinin faydasına olacaktır. Konuyla ilgili sorularınız olduğunda alanında deneyimli profesyonellere başvurmanızı tavsiye ederiz.
Not: Bu makale genel bilgilendirme amaçlıdır ve hukuki danışmanlık yerine geçmez. Her olayın kendine özgü koşulları olduğundan, bir tahliye davası durumunda mutlaka bir avukata danışılması önerilir.
Comentarios