G20 ülkeleri arasında yer alan Türkiye, dünyada en çok sera gazı salan 15. ülkesi. 2030 yılına kadar ulusal sera gazı emisyonlarını %30'dan fazla artırmayı hedefleyen Türkiye, Paris Anlaşması'na uygun şekilde 2024 yılının sonuna kadar iklim hedefini güncellemesi gerekiyor.
Türkiye, geçtiğimiz sene Mısır'da düzenlenen 27. İklim Zirvesi'nde 2030 NDC'sini güncelleyerek artıştan %41 azaltım hedefi belirledi. Bu hedef, aslında emisyonların 2030'a kadar %30'dan fazla artması anlamına geliyordu.
COP28'de ise Türkiye, iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkilerini ele alacak sistemler kurmak, gıda üretimini ve üreticileri iklim değişikliğinin etkilerine karşı korumak ve iklim stratejilerinin planlanması, finansmanı, uygulanması ve izlenmesinde yerel yönetimlerle ve belediyelerle işbirliği yapmak için deklarasyonlar imzaladı. Fakat COP28'de çok sayıda ülkenin imza attığı ancak iklim değişikliğiyle mücadelede daha iddialı hedeflere sahip olan girişimlere katılmadı. Peki neydi bu girişimler?
·Küresel Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Taahhüdü: 130 ülke, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjiyi 3'e, enerji verimliliği çalışmalarının hızını 2'ye katlama sözü verdi.
·Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Adil Geçiş ve İklim Eylemi Ortaklığı: 76 ülke, toplumsal cinsiyete duyarlı bir iklim adaleti bildirisi açıkladı.
·İklim, Yardım, Toparlanma ve Barış Bildirisi: 80 ülke, iklim değişikliğine uyumu ve dirençliliği artırmaya yönelik bir işbirliği çağrısı yaptı.
·Küresel Soğutma Taahhüdü: 66 ülke, 2050 yılına kadar tüm sektörlerde soğutma teknolojilerinden kaynaklanan emisyonları 2022 seviyelerine göre küresel olarak en az %68 oranında azaltmayı amaçlıyor.
Hidrojen Bildirisi: 37 ülke küresel yenilenebilir ve düşük karbonlu hidrojen piyasasının ve sertifikasyon programlarının geliştirilmesini amaçlıyor
·Küresel İklim Finansmanı Çerçevesine İlişkin Liderler Bildirisi: Küresel finansmanı iddialı bir iklim eylemine uygun hale gelecek şekilde dönüştürmeyi hedefliyor.
·Kömür Sonrası Enerji İttifakı (PPCA): 2017'de kurulan ittifaka 7 ülke daha katılarak kömürden çıkma taahhüdü verdi. Türkiye, Polonya, Bulgaristan, Malta ve Romanya ile birlikte ittifaka katılmayan 5 Avrupa ülkesinden biri oldu.
İklim, Doğa ve Toplum Bildirisi: 18 ülke, ulusal iklim, biyoçeşitlilik ve arazi restorasyon plan ve stratejilerinin entegre şekilde planlanması ve uygulanması için ortak çalışma kararını açıkladı.
·Uyum Finansmanı Konusunda Azim Koalisyonu: 13 ülkenin kurduğu koalisyon, uyum finansmanına erişimin kolaylaştırılması ve tüm uyum finansmanı kaynaklarının artırılması konularında birlikte çalışacağını açıkladı.
Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelede daha iddialı hedeflere sahip olması gerekiyor. Bu hedefler, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve küresel iklim hedeflerine katkıda bulunmak için oldukça önemli.
Türkiye'nin COP28'deki İklim Hedefleri ve Uluslararası Hukuk
Türkiye'nin COP28'deki iklim hedefleri, uluslararası hukuk kapsamında değerlendirildiğinde, şu noktalara dikkat çekilebilir:
Türkiye'nin güncellediği NDC hedefi, Paris Anlaşması'nın 1.4. maddesi uyarınca, "iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için gerekli olan azaltımı sağlamaya" yönelik bir taahhüdü yansıtmıyor. Aksine, emisyonların artmasına neden olacak bir hedef.
Türkiye'nin COP28'de imzalamadığı, ancak birçok ülkenin imza attığı girişimler, uluslararası hukukun iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik beklentilerini yansıtıyor. Örneğin, Küresel Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Taahhüdü, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjinin küresel enerji üretimindeki payını %38'e çıkarmayı hedefliyor. Bu hedef, Türkiye'nin NDC hedefinden çok daha iddialı bir hedef.
Sonuç olarak, Türkiye'nin COP28'deki iklim hedefleri, uluslararası hukukun iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik beklentilerini karşılamaktan bir hayli uzak. Türkiye'nin, iklim değişikliğiyle mücadelede daha iddialı hedeflere sahip olması ve küresel iklim hedeflerine katkıda bulunması gerekiyor.
コメント