top of page

Çin ve ABD Arasındaki Ticaret Kararlarının Türkiye’nin Gümrük ve Sözleşme Hukukuna Etkileri

  • Yazarın fotoğrafı: patikahukuk
    patikahukuk
  • 5 gün önce
  • 3 dakikada okunur

Son yıllarda küresel ticaretin yönünü belirleyen en önemli etkenlerden biri, büyük ekonomiler arasındaki ticaret politikası kararlarındaki farklılaşmalardır. 2025 yılında ABD’nin Çin menşeli ürünlere yönelik olarak uyguladığı yeni gümrük tarifeleri, yalnızca iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri değil, küresel tedarik zincirlerini ve Türkiye gibi üçüncü ülkelerin hukuk düzenlerini de doğrudan etkilemiştir. Söz konusu uygulamaların Türk Gümrük Hukuku, uluslararası ticaret düzenlemeleri ve Borçlar Hukuku bağlamında etkileri de olmuştur.



1. ABD’nin Çin Ürünlerine Uyguladığı Yeni Tarifeler ve Uluslararası Hukuki Zemin


2025 yılında ABD yönetimi, Çin’den ithal edilen ürünlerin büyük kısmına %25 ila %125 arasında değişen oranlarda yeni gümrük tarifeleri uygulamaya başlamıştır. Bu kararın gerekçeleri arasında ekonomik koruma önlemleri ve kamu sağlığı gibi faktörler bulunsa da, uluslararası kamuoyunda bu tür uygulamaların DTÖ kurallarına uygunluğu tartışma yaratmıştır. Özellikle GATT 1994 ve DTÖ Anlaşmazlıkların Halli Mekanizması (DSU) çerçevesinde, bu tür tek taraflı uygulamaların "taahhüt edilen gümrük oranlarının aşılması" açısından sınırları bulunmaktadır.


2. Türkiye’nin Uluslararası Ticaret Rejimindeki Konumu


Türkiye, hem DTÖ üyesi hem de Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği ilişkisine sahip bir ülkedir. Bu statü, Türkiye’nin gümrük tarifelerini tek başına yükseltmesine sınır getirirken, aynı zamanda uluslararası ticaret ilkelerine uyumlu hareket etmesini zorunlu kılar. Türkiye, DTÖ’nün en çok gözetilen ülke (MFN) ve ayrımcılık yapmama ilkeleri çerçevesinde Çin’e yönelik özel tarife uygulamalarına gitmemektedir. Ancak, ithalat artışları veya yerli sanayi üzerindeki baskılar durumunda, Türkiye Gümrük Kanunu kapsamında anti-damping vergileri, telafi edici vergiler ve korunma önlemleri gibi savunma araçlarını devreye alabilir.


3. Türk Gümrük Hukuku ve Menşe Kurallarının Rolü


4458 sayılı Gümrük Kanunu uyarınca, ithalat işlemlerinde menşe ülke esas alınır. Çin ile Türkiye arasında bir serbest ticaret anlaşması bulunmadığı için, Çin menşeli ürünler için MFN tarifeleri uygulanmaktadır. ABD’nin Çin’e yönelik tarifeleri artırması, bazı firmaların bu yükümlülüklerden kaçınmak amacıyla Türkiye üzerinden dolaylı ihracat yolları aramasına neden olmuştur. Ancak Türk Gümrük Kanunu’na göre, menşe saptırması hukuka aykırı olup ciddi idari ve cezai yaptırımlara tabidir. Ürünün gerçek üretim yeri esas alınarak menşe tayini yapılmakta; yalnızca ambalajlama veya yüzeysel işlemlerle menşe değişikliği mümkün olmamaktadır.


4. Sözleşme Hukuku Perspektifinden Uyarlama Talepleri: TBK m.138


Ticaret politikası değişiklikleri, özellikle uzun vadeli dış ticaret sözleşmelerinde öngörülemeyen maliyet artışlarına yol açabilir. Türk Borçlar Kanunu’nun 138. maddesi, "aşırı ifa güçlüğü" durumlarında taraflara sözleşmenin uyarlanması veya feshi için mahkemeye başvurma hakkı tanımaktadır. Öngörülemez ve olağanüstü bir durum sonucunda borcun ifası borçlu açısından katlanılamayacak hale gelmişse, mahkeme duruma göre sözleşme şartlarını yeniden düzenleyebilir. Bu madde, DTÖ kararları ya da uluslararası ticari yaptırımlar gibi dışsal gelişmeler karşısında Türk şirketlerine hukuki koruma sağlamaktadır.


5. Uluslararası İlkelerle Uyum: UNIDROIT ve CISG


TBK m.138’in öngördüğü uyarlama yaklaşımı, uluslararası sözleşmelerde de karşılık bulmaktadır. UNIDROIT İlkeleri’nde yer alan "hardship" hükümleri, öngörülemez ve dışsal olayların sözleşme dengesini aşırı şekilde bozması durumunda taraflara yeniden müzakere veya yargı yoluyla uyarlama imkânı tanır. Viyana Satım Sözleşmesi (CISG) doğrudan uyarlamadan bahsetmese de, bazı durumlarda yorum yoluyla UNIDROIT ile birlikte ele alınarak uyarlamaya kapı aralayabilir.


6. Değerlendirme


ABD ve Çin arasındaki ticaret politikası farklılıkları, yalnızca iki ülkenin ekonomik ilişkilerini değil, Türkiye gibi üçüncü ülkelerin hukuk sistemlerini de etkilemektedir. Türkiye, hem gümrük rejimi hem de özel hukuk düzenlemeleri açısından bu etkilere karşı uyum mekanizmalarına sahiptir. 4458 sayılı Gümrük Kanunu ile menşe kurallarının titizlikle uygulanması, ticaretin şeffaflığını korurken; TBK m.138 ile sağlanan sözleşme uyarlama imkânı, firmalara öngörülemeyen ekonomik koşullarda denge kurma fırsatı tanımaktadır. Uluslararası hukuk ilkeleriyle de uyumlu olan bu yaklaşımlar, Türkiye’nin küresel ticaretteki rolünü sürdürülebilir kılmaktadır.


Not: Bu makale, hukuki konulara ilgi duyan kişilerin genel bilgilendirilmesi amacıyla hazırlanmıştır; ve hukuki danışmanlık yerine geçmez Kapsamlı bir kaynak olma iddiası taşımaz ve yasal tavsiye olarak değerlendirilmemelidir.

 

コメント


İhtiyacınız Olan Hukuki Destek için Bizimle İletişime
Geçin

Back to Top

YUKARI

Adres:

 

Ataköy 7-8-9-10.Kısım Mah. Hanımeliçiçeği Sk. A15/B Blok K:2 D:86 Ataköy, Bakırköy/İstanbul

Telefon:

 

0(212) 560 99 90

Bizi Takip Edin

  • LinkedIn
  • Instagram
  • Facebook
  • Youtube

Yasal Uyarı !

Bu internet sitesinde yer alan bilgiler avukat ve müvekkil ilişkisi oluşturmaya yönelik değildir ve böyle bir davet olarak dikkate alınmamalıdır.

bottom of page