Borç Müzakeresi Yazı Dizisi – 4.
- patikahukuk
- 6 gün önce
- 3 dakikada okunur
İflas Süreci KOBİ’ler İçin Ne Anlama Geliyor?
Müzakere çabalarına rağmen borçların sürdürülemez hale geldiği durumlarda, KOBİ’lerin başvurabileceği yasal yollar iflas ve konkordato süreçleridir. Bu süreçlerin nasıl işlediğini, hangi aşamalardan geçtiğini ve ne zaman tercih edilebileceğini detaylı olarak anlamak, işletmelerin en doğru kararı vermesi açısından önemlidir.

İflas Sürecinin Aşamaları
İflas süreci, borçlu şirketin tüm malvarlığının tasfiye edilerek alacaklılara dağıtılmasını içeren, mahkeme denetimindeki bir prosedürdür. Bir KOBİ’nin iflası genellikle şu aşamalardan geçer:
İflas Yoluyla Takip Talebi:
İflas süreci çoğunlukla alacaklıların başvurularıyla tetiklenir. Vadesi gelmiş borcunu tahsil edemeyen bir alacaklı, öncelikle borçlu hakkında icra takibi başlatır. Borçlu ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı kaldırılır ancak borç ödenmezse, alacaklı iflas yoluyla takip talebinde bulunabilir. İİK’ya göre, belirli tutarın üzerindeki alacaklar için doğrudan doğruya iflas davası da açılabilir; ancak uygulamada önce icra takibi yapılması yaygındır. Eğer borçlu şirket “borca batık” halde ise (yani pasifleri aktiflerini aşıyorsa), şirket yönetimi de mahkemeye başvurarak kendi iflasını isteyebilir.
İflas Davası ve Kararı:
Alacaklının iflas isteğiyle birlikte konu, borçlunun kayıtlı olduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi’nde ele alınır. Mahkeme, gerekli gördüğü hallerde duruşma açarak tarafları dinler. Borçlu şirket iflas gerekçesini ortadan kaldıracak ödeme/teminat gösteremezse veya borca batıklık durumu bilirkişi raporuyla tespit edilirse, iflas kararı verilir. Mahkeme iflas kararı verdiğinde, bu karar derhal ticaret siciline bildirilir ve ilan edilir. İflas kararıyla birlikte borçlu şirketin malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisi sona erer. Şirket yönetimi malvarlığını artık idare edemez, bu yetki iflas idaresi denilen organa geçer.
İflasın Açılması ve İflas İdaresi:
İflas kararı sonrası iflas dairesi tarafından şirketin iflası açılır. İflas dairesi, iflas masasını oluşturur; borçlunun tüm mal, hak ve alacaklarını masaya dahil eder. İlk aşamada iflas dairesi idareyi yürütürken, kısa süre sonra alacaklılar toplanarak iflas idaresi adı verilen 3 kişilik bir heyet seçer. Bu heyet genellikle alacaklı temsilcileri ya da uzman kişilerden oluşur ve iflas tasfiyesini yürütür. İflas idaresi, masaya giren malları satar, paraya çevirir; borçlunun alacaklarını tahsil eder; borçlu şirketi iflas halinde temsil eder.
Alacaklıların Bildirimi ve Sıralama:
İflasın açılmasıyla birlikte, iflas dairesi bütün alacaklıları iflası bildirir ve alacak kaydı için davet eder. Alacaklılar belirlenen süre içinde iflas masasına alacak bildiriminde bulunurlar. Bu aşamada alacaklıların alacakları sıraya konur. İİK md.206’ya göre birinci sırada imtiyazlı alacaklar (işçi alacakları, belirli kamu alacakları), ikinci sırada rehinli alacaklar, üçüncü sırada imtiyazsız (adi) alacaklar yer alır. Rehinli alacaklılar, rehinin satış bedelinden öncelikle tahsilat yapar; kalan için masa paylaşımına katılırlar. Alacaklılar toplanıp alacak listesine itirazları karara bağlar ve tasfiyenin nasıl yürütüleceğine dair bazı kararlar alabilir.
Tasfiye (Paraya Çevirme):
İflas idaresi, borçlu şirketin malvarlığını paraya çevirmeye başlar. Şirketin stokları, makine-teçhizatı, taşınmazları, varsa markaları, araçları vb. uygun yöntemlerle (açık artırma, pazarlık, ihale) satılır. Borçlunun borçlu olduğu kişilerden (müteselsil borçlulardan) veya borçlunun müşterilerinden alacakları varsa, iflas idaresi bunları da tahsil eder. Bu süreç bazen hızlı, bazen yıllarca sürebilir; malvarlığının niteliğine bağlıdır. Paraya çevirme işlemleri sırasında elde edilen gelirler iflas masasında toplanır. Eğer borçlu şirketin defterleri düzenliyse ve teklif çıkarsa, bir bütün olarak şirket işletmesinin satışı da mümkündür (ancak bu nadir gerçekleşir, genelde parça parça satış olur).
Paylaştırma:
Tüm varlıklar satılıp nakde döndükten ve tahsilatlar yapıldıktan sonra, iflas idaresi eldeki fonu alacaklılar arasında paylaştırır. Bu paylaştırma, bahsedilen alacaklı sıralamasına göre yapılır. Önce masa masrafları, iflas idaresinin ücretleri ödenir; sonra imtiyazlı alacaklar (ör. çalışanların belli birikmiş ücretleri, nafaka, vs.), sonra rehinli alacaklıların rehin dışı kalan bakiye alacakları ve adi alacaklılar paylarını alır. Çoğu durumda, özellikle imtiyazsız alacaklılar alacaklarının tamamını alamazlar; ne kadar ödeme yapılacağı iflas masasının büyüklüğüne bağlıdır. Paylaştırma yapıldıktan sonra iflas kapanmadan önce alacaklılara kısmî ödeme yapılabilir (birinci, ikinci dağıtım gibi). En sonunda tüm bakiye dağıtılır.
İflasın Kapanması:
Tasfiye tamamlanıp hesaplar görülünce iflas idaresi durumu raporlar ve mahkemeden iflasın kapanmasını talep eder. Mahkeme iflasın kapandığını ilan eder. Böylece şirket hukuken ortadan kalkar (ticaret sicilinden kaydı silinir). Eğer tasfiye sonucunda tüm alacaklılar tam olarak tatmin olmuş ve artık borç kalmamışsa (ki bu çok nadirdir), şirket artan para kalırsa ortaklara iade edilir. Genellikle borçlar ödenmeden kapandığı için ortaklara bir şey kalmaz.
İflas süreci boyunca borçlu şirketin yöneticileri ve ortaklarının durumu da önemlidir. İflasın açılmasıyla yönetim görevden çekilmiş sayılır. İflas idaresi, gerektiğinde eski yöneticiler hakkında belgeleri teslim etmeme, usulsüz işlemler yapma gibi konularda hukuki işlem başlatabilir. Ayrıca iflasa sebep olan kötü yönetim, hileli işlemler varsa, ceza hukuku ve kişisel sorumluluk davaları gündeme gelebilir. Örneğin, hileli iflas veya taammüden (kasten) iflas durumları tespit edilirse sorumlu kişiler hakkında ceza davası açılabilir. Kötü niyet olmadığında ise, sınırlı sorumlu ortaklar borçlardan şahsen sorumlu olmazlar; iflas ile birlikte şirketin borçları ödenemeyen kısım itibariyle silinir. Ancak küçük KOBİ’lerde ortaklar genellikle banka kredilerine kefil olduğundan, iflastan sonra bu kefaletler devreye girip ortakların şahsi malvarlığı hedef olabilir.
Not: Bu makale, hukuki konulara ilgi duyan kişilerin genel bilgilendirilmesi amacıyla hazırlanmıştır; ve hukuki danışmanlık yerine geçmez Kapsamlı bir kaynak olma iddiası taşımaz ve yasal tavsiye olarak değerlendirilmemelidir.
Comments