Borç Müzakeresi Yazı Dizisi – 5
- patikahukuk
- 3 dakika önce
- 6 dakikada okunur
KOBİ’ler İçin İflası Yönetme Süreçleri
İflas bir son değil doğru yönetilirse yeni bir başlangıçtır
Konkordato, iflasın eşiğine gelmiş ancak faaliyetlerini sürdürme potansiyeli olan şirketler için tasarlanmış bir borç yapılandırma prosedürüdür. KOBİ’ler için konkordato, uygun koşullarda iflasa kıyasla daha avantajlı bir çıkış yolu olabilir. Konkordato süreci ana hatlarıyla şöyle işler

Başvuru ve Talep:
Borç ödemelerinde ciddi zorlanma yaşayan veya yakın vadede ödeyememe riski bulunan bir KOBİ, konkordato talebiyle mahkemeye başvurabilir.
Başvuru, şirketin merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yapılır. Konkordato talebini borçlu şirket yapabileceği gibi, borçlu hakkında iflas isteme hakkı olan bir alacaklı da konkordato talebinde bulunabilir (alacaklının konkordato talebi, borçluyu iflastan kurtarmaya yönelik bir girişimdir)
Başvuru dilekçesine bir dizi belge eklenmelidir: Borçlunun malvarlığını ve mali durumunu gösteren bilanço, gelir tablosu; alacaklılar listesi (isimler, alacak tutarları, imtiyaz durumu); konkordato ön projesi (borçların hangi oranda ve vadede ödeneceğine dair plan); alacaklıların konkordato ile ne kadar, iflasta ne kadar alabileceğini karşılaştıran tablo ve bağımsız denetimce hazırlanmış finansal analiz raporu (KOBİ’ler için bu zorunluluk kaldırıldı)
Bu belgeler konkordato talebinin ciddiyetle hazırlandığını gösterir nitelikte olmalıdır.
Geçici Mühlet:
Mahkeme, başvuru yapıldığında evrakların tamam olup olmadığına ve ilk bakışta konkordato talebinin dürüst bir çabaya dayandığına bakar. Şartlar uygunsa derhal geçici konkordato mühleti kararı verir
Geçici mühlet süresi kanunen 3 aydır, mahkeme gerek görürse en fazla 2 ay daha uzatabilir
Geçici mühlet kararıyla birlikte borçlu şirket, hukuki koruma kalkanı altına girer: Bu karardan itibaren borçlu aleyhine hiçbir yeni icra takibi yapılamaz, başlamış takipler durur, ihtiyati haciz kararları uygulanmaz
Rehinli alacaklılar sadece rehine yönelik takip yapabilir ama rehinin satışı mühlet sonuna kadar gerçekleştirilemez
Ayrıca sözleşmelerde konkordato nedeniyle fesih veya temerrüt sayılacağı yönünde hükümler varsa, bunlar geçici mühlet süresince geçersizdir
Geçici mühlet ile birlikte mahkeme borçlunun malvarlığının korunması için gerekli önlemleri alır ve bir (veya gerekirse üç) konkordato komiseri atar
Komiser, borçlunun mali durumunu incelemeye ve konkordato projesini denetlemeye başlar.
Kesin Mühlet ve Komiser Atanması:
Geçici mühlet içinde, komiser bir ön rapor hazırlayarak borçlunun durumu hakkında mahkemeye bilgi verir. Mahkeme bu bilgilere dayanarak geçici mühlet sonunda duruşma yapar ve şartlar uygun ise kesin konkordato mühleti kararı verir
Kesin mühlet süresi 1 yıldır; borçlunun iyileşme umudu varsa mahkeme bu süreyi en fazla 6 ay daha uzatabilir, böylece toplamda en fazla ~23 aya varan konkordato koruması sağlanabilir
Kesin mühletin hukuki sonuçları, geçici mühletle aynıdır (korumalar devam eder)
Kesin mühlet döneminde borçlu, komiser gözetiminde faaliyetlerini sürdürür. Önemli işlemler için (örneğin olağan dışı değerli bir mal satışı gibi) mahkeme veya komiser izni gerekir. Bu dönemde amaç, borçlunun gelirlerini artırıp giderlerini kısarak bir ödeme dengesi sağlaması ve alacaklılarla nihai bir anlaşmaya varmaktır.
Borç Yapılandırma Planının Oluşturulması:
Konkordato mühleti içinde borçlu ve konkordato komiseri birlikte ayrıntılı bir borç ödeme planı hazırlar. Bu plan, borçların hangi oranda ödeneceğini, indirim yapılacaksa ne kadar yapılacağını, ödemelerin hangi vadelere yayılacağını ortaya koyar
Örneğin plan, “tüm alacaklılara anaparanın %50’si 1 yıl ödemesiz, sonraki 2 yılda eşit taksitlerle ödensin, kalan %50 alacaktan feragat edilsin” şeklinde olabilir. Ya da “tüm borçlar 5 yıl vadelendirilsin, faiz işletilmesin” gibi farklı bir model olabilir. Plan, borçlunun gelecekteki gelir projeksiyonlarına dayanır; komiser bu projeksiyonların gerçekçi olup olmadığını değerlendirir. Ayrıca bu dönemde borçlu, yeni kredi veya sermaye girişi gibi imkanlar yaratmaya çalışabilir. Mahkeme, kesin mühlet sırasında alacaklılar toplantısı yapılmasına karar verir.
Alacaklılar Toplantısı ve Onayı:
Konkordato sürecinin en kritik noktası, hazırlanan borç yapılandırma planının alacaklılar tarafından kabul edilmesidir
Komiser, tüm alacaklıları alacaklılar toplantısına davet eder. Bu toplantıda borçlu veya yetkilileri, teklif ettikleri konkordato planını alacaklılara açıklar; alacaklılar görüş ve önerilerini sunar. Ardından oylama yapılır. İİK md.302 uyarınca konkordato projesinin kabulü için belirli çoğunluk şartları aranır. Kabul sağlanması için ya alacaklıların ve alacak tutarlarının yarısından fazlasının onayı, ya da alacaklıların en az dörtte birinin ve alacak tutarlarının üçte ikisinin onayı gerekir
(Özetle, ya %50+%50 veya %25+%67 kombinasyonlarından biri sağlanmalıdır.) Rehinli alacaklılar sadece rehinle karşılanmayan kısım için oy kullanabilirler. Toplantıda çoğunluk sağlanamazsa konkordato talebi başarısız olur ve mahkeme iflas kararı verebilir. Ancak çoğunluk onayı sağlanırsa, süreç bir sonraki aşamaya geçer. Nitekim uygulamada konkordato başarısının ölçütü, alacaklıların bu anlaşmaya rızasıdır. Örneğin 2018-2020 döneminde konkordatoya giden birçok büyük ayakkabı firmasının alacaklılarıyla yaptığı planlar bu şekilde onaylanmış ve firmalar borçlarını belirli taksitlerle ödemek üzere yola devam etmiştir
Mahkeme Tasdiki (Onay Kararı):
Alacaklıların kabulüne sunulan plan yeterli çoğunlukla kabul edildikten sonra, mahkeme konkordato hakkında tasdik (onay) duruşması yapar. Mahkeme, borçlunun konkordato sürecindeki performansını, iyi niyetli davranıp davranmadığını, planın uygulanabilir olup olmadığını değerlendirir. Eğer alacaklı onayı usulüne uygun ve plan makul ise, mahkeme konkordato projesini tasdik eder. Tasdik kararıyla birlikte konkordato resmen bağlayıcı hale gelir
Mahkeme onayı, konkordatonun bütün alacaklılar bakımından geçerli olmasını sağlar; onay vermeyen veya toplantıya katılmayan alacaklılar dahi plana uymak zorundadır. Bu, konkordatonun cebri icra anlaşması karakterini ortaya koyar
Tasdik kararında mahkeme, konkordato şartlarını ve süresini de belirtir. Örneğin mahkeme, “Borçlu şirketin 285 milyon TL borcu konkordato kapsamında 17 taksitte 8,5 yılda ödenecektir” şeklinde hüküm kurabilir
Tasdik kararıyla kesin mühlet sona erer ve konkordato süreci uygulama aşamasına geçer.
Uygulama ve İyileşme:
Konkordato tasdik edildikten sonra borçlu, plan gereğince ödemelerine başlar. Mahkeme genellikle bir konkordato komiseri veya heyeti atamaya devam eder; bu komiser, uygulamanın plana uygun gidip gitmediğini denetler. Özellikle uzun vadeli konkordatolarda, her yıl rapor sunulması veya belirli periyotlarla mahkemeye bilgi verilmesi söz konusu olabilir. Borçlu şirket, konkordato şartlarına uyduğu sürece faaliyetlerine normal şekilde devam edebilir. Bu dönemde şirketin nakit akışı düzeltilmeye, kârlılığa geçmeye çalışılır. Eğer işler yolunda giderse, konkordato süresi sonunda şirket tüm planlanan ödemeleri yapmış olarak yeniden borçsuz bir statüye kavuşur. Bu, şirket için adeta ikinci bir hayat anlamına gelir.
8. Başarısızlık Durumu (İflasa Gitme):
Konkordato süreci her zaman başarılı olacak diye bir kural yoktur. Eğer borçlu mühlet döneminde kötüye gider veya konkordato teklifini alacaklılara kabul ettiremezse mahkeme konkordato talebini reddeder ve borçlunun iflasına hükmeder. Ayrıca tasdik sonrası borçlu plana uymaz, taahhütlerini yerine getiremezse alacaklılar mahkemeden konkordatonun feshini isteyebilir. Bu durumda da borçlu şirket iflasa sürüklenebilir.
2024 ve 2025 yıllarında Türkiye'de konkordato başvurularında ve iflas kararlarında önemli artışlar yaşanmıştır. Özellikle 2024 yılında mahkemelere 1.723 konkordato başvurusu yapılmış ve 132 iflas kararı verilmiştir. Bu artış, ekonomik zorluklar ve finansmana erişimde yaşanan sıkıntılarla ilişkilendirilmiştir.
Konkordato Ne Zaman Tercih Edilmeli?
Bir KOBİ için konkordato seçeneği, borç krizi geçici veya aşılabilir nitelikteyse ve işletmenin temelinde kârlı bir iş modeli varsa değerlendirilebilir. Örneğin, geçici likidite sıkışıklığı yaşayan, ancak siparişleri ve pazarı sağlam olan bir imalatçı konkordato ile nefes alıp yeniden çevrimini düzeltebilir. Konkordato, şirketin alacaklılara karşı korunma kalkanı sağladığı için, yapısal olarak kârlı ancak finansal borç yükü nedeniyle sıkışmış şirketler için uygun bir yeniden başlama fırsatıdır
Öte yandan, piyasası daralan, ürün/hizmetine talep azalan veya yönetimsel ciddi sorunları olan bir şirket konkordato ile zaman kazansa bile başarısız olabilir. Bu yüzden konkordato kararı almadan önce şirketin yaşayabilirliğine dair bir fizibilite yapılmalıdır. İyi niyetli ve dürüst borçlular için konkordato, “iflas anlaşması” şeklinde görülebilecek hayatî bir çıkış yoludur
Özellikle KOBİ’ler için, iflas halinde hem işini hem itibarını yitirme riski varken, konkordato onaylanırsa borç yükünün bir kısmından kurtularak işine devam edebilir.
Konkordato Sırasında ve Sonrasında Dikkat Edilecek Hususlar:
KOBİ’lerin konkordato sürecine girerken hazırlıklı olması gereken bazı noktalar vardır. Öncelikle konkordato başvurusu, iyi hazırlanmış bir iyileştirme projesi gerektirir – mahkemeye sunulan projenin ciddi ve inandırıcı bulunması şarttır.
Bu nedenle uzman hukukçulardan ve mali müşavirlerden yardım alınarak gerçekçi bir plan oluşturulmalıdır. Konkordato ilanı, ticari ilişkileri etkileyebileceği için müşteriler, tedarikçiler ve çalışanlarla da şeffaf bir iletişim sürdürmek önemlidir. Birçok şirket konkordato ilan ettiğinde piyasada güven problemi yaşamıştır; bunun önüne geçmek için şirketin faaliyetlerine devam ettiği ve borçları yapılandırarak ödeme niyetinde olduğu vurgulanmalıdır. Ayrıca konkordato mühleti süresince borçlu şirketin, yeni borç yaratmaması, mümkün mertebe nakit pozitif çalışması gerekir. Aksi takdirde konkordato sonunda borç yükü hafiflemiş olsa bile şirket sağlıklı şekilde devam edemez.
Sonuç olarak, iflas ve konkordato süreçleri, borç krizinin geldiği noktaya göre KOBİ’lerin uygulayabileceği yasal yollardır. İflas süreci şirketin tasfiyesini getirirken, konkordato kontrollü bir yeniden yapılandırma ve iyileşme şansı sunar. İflas süreci alacaklıların haklarını cebri icra ile almasını sağlarken, konkordato süreci alacaklılarla uzlaşma temelinde daha az zarar ile durumun çözülmesini hedefler
Seçilecek yol, şirketin anlık finansal görünümüne, alacaklılarla kurulabilecek iş birliğinin düzeyine ve toparlanma ihtimalinin gerçekçiliğine göre farklılık gösterebilir. İşletme, uygulanabilir bir konkordato taslağı geliştirebiliyor ve alacaklılar da uzlaşmaya yakın duruyorsa, konkordato sürecine başvurmak makul seçeneklerden biri hâline gelebilir. Öte yandan, faaliyetleri sürdürülebilir kılmak fiilen mümkün görünmüyorsa ve borç yükü kontrol edilemez boyuta ulaşmışsa, iflas prosedürü de masada tutulabilir. Hangi alternatif öne çıkarsa çıksın, sürecin deneyimli profesyoneller eşliğinde yönetilmesi, hukuki danışmanlık alınması ve yürürlükteki mevzuata titizlikle uyulması, riskleri azaltma açısından kritik önem taşır.
Not: Bu makale, hukuki konulara ilgi duyan kişilerin genel bilgilendirilmesi amacıyla hazırlanmıştır; ve hukuki danışmanlık yerine geçmez Kapsamlı bir kaynak olma iddiası taşımaz ve yasal tavsiye olarak değerlendirilmemelidir.
Comments