Markanın Kullanılmaması Nedeniyle İptalinin Gerekçeleri Nelerdir?
- patikahukuk
- 1 saat önce
- 3 dakikada okunur
Marka hukuku, fikri mülkiyet alanında hem marka sahipleri hem de üçüncü kişiler için önemli hak ve yükümlülükler getirir. Türkiye’de markanın kullanılmaması nedeniyle iptali konusu, özellikle son yıllarda hem hukuki tartışmalara hem de uygulamadaki değişikliklere konu olmuştur. Bu yazıda, markanın kullanılmaması nedeniyle iptal uygulamasının tarihçesini, Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile getirilen düzenlemeleri ve 2025 itibarıyla güncel durumu ele alıyoruz.

Marka Kullanım Zorunluluğu: KHK Dönemi
1995 yılında yürürlüğe giren 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK, markanın kullanılmaması halinde iptal edilebileceğini öngörüyordu. Bu düzenlemeye göre, marka tescil edildikten itibaren 5 yıl boyunca haklı bir sebep olmaksızın kullanılmazsa veya kullanımına kesintisiz 5 yıl ara verilirse marka iptal edilebilirdi.
KHK döneminde kullanım zorunluluğu, markanın ayırt edici niteliğini korumayı amaçlıyordu. Örneğin markanın yalnızca ihracat amaçlı kullanılması veya sahibinin izniyle sınırlı kullanım gibi durumlar iptal gerekçesi oluşturabiliyordu. Ancak, markanın tüm unsurlarıyla kullanılmaması halinde dava açılabiliyordu.
Anayasa Mahkemesi Kararı ile KHK Düzenlemesinin İptali
6 Ocak 2017’de Anayasa Mahkemesi, KHK’daki kullanılmama nedeniyle iptal hükmünü iptal etti. Kararın gerekçesinde, marka hakkının mülkiyet hakkı kapsamında olduğu ve KHK ile düzenlenemeyeceği belirtildi. Mahkeme, marka hakkının taşınmaz veya taşınır mallar gibi maddi değil, fikri ve sınai mülkiyet hakları kapsamında gayri maddi bir hak olduğunu vurguladı.
Bu karar, 556 sayılı KHK’ya dayalı olarak açılmış iptal davalarının reddedilmesine yol açtı ve hukuki belirlilik ilkesinde ciddi bir boşluk oluştu. Ancak uluslararası sözleşmeler, özellikle Paris Konvansiyonu ve TRIPS, markaların kullanılma zorunluluğunu öngörüyordu. Yani KHK iptal edilse de uluslararası yükümlülüklere dayalı olarak bazı değerlendirmeler mümkündü.
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ve Kullanılmama Nedeniyle İptal
10 Ocak 2017’de yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK), marka hukukunda yeni bir çerçeve oluşturdu. SMK ile birlikte:
Marka kullanımının 5 yıl boyunca haklı sebep olmaksızın yapılmaması halinde iptal imkânı yeniden düzenlendi.
Marka sahiplerinin, kullanılmayan markalarını sonraki başvurulara karşı savunma (defî) olarak kullanabilmesi ve itiraz süreçlerinde haklarını koruması sağlandı.
Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK), hızlı ve etkin idari iptal yetkisine sahip oldu. Ancak bu yetki, geçici olarak 7 yıl süreyle uygulanmaya başlamıştır.
SMK’nın önemli özelliği, kullanılmama nedeniyle iptalin geriye yürümeyeceğini açıkça düzenlemesidir. Yani, 556 KHK döneminde açılmış davalar, SMK yürürlüğe girse bile doğrudan değerlendirilemez; yalnızca açıldığı dönemin yasası esas alınır.
2025 İtibarıyla Kullanılmama Nedeniyle İptal Uygulamaları
2025 yılında, SMK çerçevesinde kullanılmama nedeniyle iptal davaları halen gündemdedir. Ancak uygulamada bazı kritik noktalar öne çıkmaktadır:
“Ciddi biçimde kullanım” kavramı hâlâ tartışmalıdır ve her somut olayda kullanım süresi, kapsamı ve şekli dikkate alınmaktadır.
Haklı sebep varlığı, uluslararası sözleşmeler ve yerel uygulama ışığında değerlendirilir. Örneğin markanın yalnızca ihracat amacıyla kullanılması veya piyasada geçici olarak kullanılmaması haklı sebep sayılabilir.
TPMK nezdinde idari iptal başvurularında delil sunma süreleri ve süreç işleyişi 2025 itibarıyla netleşmiş durumdadır.
Önceki KHK dönemine dayalı davalar, “geçerli yasal düzenleme yok” gerekçesiyle reddedilmeye devam etmektedir. Bu nedenle, markanın kullanılmamasıyla ilgili iptal taleplerinde dava açıldığı dönemdeki mevzuat önem taşır.
Hukuki Strateji ve Öneriler
Marka sahipleri veya üçüncü kişiler için hukuki strateji oluşturulurken dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:
Kullanım sürelerini takip etmek: 5 yıllık süreler SMK kapsamında kritik öneme sahiptir.
Haklı sebeplerin belgelenmesi: Marka geçici olarak kullanılmıyorsa bunun haklı bir sebep ile yapıldığı kanıtlanmalıdır.
İdari başvuruların etkin kullanımı: TPMK’ya yapılan başvurularda delil sunma ve itiraz süreleri iyi değerlendirilmelidir.
Uluslararası sözleşmelerin göz önünde bulundurulması: Paris Konvansiyonu ve TRIPS çerçevesinde kullanılmama gerekçeleri analiz edilmelidir.
Markanın kullanılmaması nedeniyle iptal, Türkiye’de hem tarihsel hem de güncel boyutlarıyla karmaşık bir konudur. 556 KHK’nın Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmesi ve SMK ile yeniden düzenlenmesi, hukuk pratiğinde önemli değişiklikler yaratmıştır. 2025 itibarıyla, kullanılmama nedeniyle iptal taleplerinde SMK’nın 5 yıllık kullanım süresi, haklı sebep değerlendirmesi ve idari süreçler temel belirleyici unsurlar olarak öne çıkmaktadır.
Bu nedenle markaların aktif kullanımı, hakların korunması ve olası iptal risklerinin önlenmesi açısından kritik önem taşımaktadır.
Not: Bu makale, hukuki konulara ilgi duyan kişilerin genel bilgilendirilmesi amacıyla hazırlanmıştır; ve hukuki danışmanlık yerine geçmez Kapsamlı bir kaynak olma iddiası taşımaz ve yasal tavsiye olarak değerlendirilmemelidir.



Yorumlar